-
Tamam canım, ben de bizim yaramazlara bakayım.
Çocukları
erkek olunca, bir ortak yönleri daha olmuştu. Çocuklar yaşıt olduğundan haftada
bir görüşüyorlardı.
“Çocuklar
evde oyuncaklarıyla oynasın, biz de birer kahve içelim” dediler.
Tabii Nesrin bunlara hayıflanırken, ufaklık anne babanın fikir ayrılıklarını çok güzel kullanıyordu. Hem anneyi hem babayı parmağında oynatıyordu, özellikle babaya her istediğini yaptırıyordu.
Nesrin, Melis’ e fikir danışmak istiyordu, onların oğlan maşallah pek bir usluydu. “Neyse Melis’ in görüşmesi bitsin konuşuruz.” dedi sehpaya uzanırken. Elinde tepsi ile mutfağa giderken aşağıdan bir ses duydu. “Ama canımı acıtıyorsun” diyordu Melis’ in oğlu.
Nesrin kontrol etmek için aşağı indi. Kapıyı araladığında mafyacılık oynadıklarını anladı. Nesrin’ in oğlu arkadaşını sandalyeye bağlamış, başına da bir poşet geçirmişti. Doğrusu bu artık oyundan çıkmış gidiydi.
- Yakında bu mahalleyi terkedeceksin. Yoksa sana burayı dar ederiz!
-
Olmaz burası bize babamdan kaldı. Ben bu evde doğdum, çocuğum da burada
büyüyecek!
-
Bu imzayı atmazsan başına neler gelecek biliyorsun değil mi?
-
Beni çözün yoksa sizin ağzınızı burnunuzu dağıtırım!
-
Dağıt bakalım nasıl olacakmış o?
-
Abi nefes alamıyorum, şu poşeti çıkartır mısın?
Can
havliyle atladı. “Çocuğum ne yapıyorsun böyle. Çöz ellerini arkadaşının. Çıkart
şu poşeti. Ne saçma bir oyun bu. Nerden öğreniyorsun sen bunları?” demişti ki
birden irkildi.
Bunlar, geçen gün eşinin izlediği dizideki repliklerdi.
“Demek
bu çocuk bu diziden öğreniyor bütün bunları” diye mırıldandı.
Şimdi
anlıyordu, öğretmenin endişesini.
Oğlu, yakın zamanda okuldaki bir arkadaşına küfür edip, yumruk atmıştı. Bunun için Melis ve eşi okula çağrılmıştı. Öğretmen bunun geçici, münferit bir olay olmamasından endişe etmişti.
“İnsan algıladığını aktarır.” der Deneyimsel Tasarım Öğretisi.
Bir
fabrikaya ne girerse o çıkar. Kasa kasa domates giren bir fabrikadan ne çıkar?
Salça,
sos veya domates suyu çıkacaktır. Buradan bir mobilya veya bir kazak çıkmayacaktır.
Bir çocuk izlediği bir filmdeki şarkıyı söyler.
Orada
duyduğu repliği kullanır.
Orada
gördüğü mimikleri yapar.
Orada
gördüğü kıyafetlerden giymek ister.
“O zaman işe algılamadan başlamak gerekir!” diye düşündü Nesrin.
Çocuk
olsun yetişkin olsun, bir insanın algısını nereye yerleştirdiği önemlidir.
İnsan
faydaya yönelik şeyler algılarsa, aktarımları da fayda üzerine olur.
Zarar
verecek şeyler algılayan, zarar veren aktarımlarda bulunur…
Algılayacağımız şeyleri seçiyor olmamız önemlidir.
Kontrolsüz
bir şekilde her sunulanı algılamamalıyız.
Hayatımızı toparlayacak, bizi ileriye taşıyacak şeyleri seçip, onları algılamalıyız.
Kıymetli
olan, gerçeği algılayıp, gerçeği aktarmaktır...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
Ne algılarsan onu aktarırsın... Elinize sağlık
YanıtlaSilLider model olandır...
YanıtlaSilTüm yetiştirici olan anne baba öğretmen patron her ne ise dikkatle okuması gereken bilgiler. Elinize emeğinize sağlık...
YanıtlaSilNe kadar güzel, bir konu algılamanın önemli olduğu .evet Bir fabrikaya ve girerse o çıkar . O yüzden hedefe amaca uygun şeyler girmeli ki o çıksın . 👌 kaleminize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkürler ederim güzel anlatıldı
YanıtlaSilAlgılama aktarmanın hayatımızdaki hayati değeri çok güzel anlatılmış. Kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilEllerinize sağlık 🌸
YanıtlaSilTam da hayatın içinden bir yazı… neyi algılıyoruz neyi aktarıyoruz gerçekten?
YanıtlaSilTertemiz beyinleri bünyeleri var ne alırsa öyle yetişecekler dış dünya hiç bu kadar tehlikeli olamamıştı tam bu nedenle bilmek öğrenmek ve yetiştirmek hiç bu Kadar kıymetli olmamıştı… elinize kaleminize sağlık
YanıtlaSilBu zaman için çok kıymetli birbyazı
YanıtlaSilDeğişmek mi istiyorsun? Algıladıklarını değiştir.. Elinde olmadan değişeceksin.. Güzeli algılayıp, güzeli aktaranlardan olmak ümidiyle..
YanıtlaSilKaleminize sağlık, çok güzel bi yazı olmuş 😊
Neler algıladığımız önemli. Algımızı kontrol edebiliriz, aktarımlarımızı değil…
YanıtlaSilFtm Dlkn
Hayriye Akgül zamn o kadar kötü olduklarını çocuklar artık küfrü vurmayı normal zannediyor yapmayan çocukları kınıyor halr gelmiş emellerinize sağlık hocalarim çok güzel anlatım olmus
YanıtlaSil👏🏻
YanıtlaSilÇok güzel elinize sağlık. Şimdiki zamanda okullarda yaşanan, toplantılarda konuşulan konu “çocukların birbirine şiddet uygulaması ve bunu oyun zannetmeleri”. Çözümü belli algılaması değişsin aktarımı da değişir. 👏🏻👏🏻👏🏻
YanıtlaSilÜzüm üzüme baka baka kararır gibi evet çok doğru neyi görür algılarsam onu aktarıyorum güzel bir yazı güncel hayata uyumlu ellerinize sağlık
YanıtlaSilÇocukları hep arkadaşları bozar zannediyoruz. Halbuki anne baba olarak her halimize dikkat etmeliyiz. Çocuk neyi algılıyorsa onu normalleştirir ve dışarıya o şekilde davranır.Hatırlatma yapan yazınız için teşekkürler:)
YanıtlaSil