Sabah ezanını duyar duymaz kalktı yatağından Aylin. Zaten bütün gece uyuyamamıştı, yatakta oradan oraya dönüp durmuştu. Dün kızıyla yaptığı tartışmada kızının söyledikleri bayağı bir canını sıkmıştı. Kendisini bazen haksızlığa uğramış ve yalnız hissediyordu. Bugün de o günlerden biriydi. “Şirkette çok işim var madem uyuyamadım, erken kalktım doğruca işime gideyim ve işlerimi toparlayayım” dedi. Öğlen yemeğinde çok uzun zamandır görmediği çocukluk arkadaşıyla buluşacaktı. Elif'i görmek bana iyi gelecek diye düşündü.
20 yıldır çalışıyordu Aylin. Uluslararası bir şirkette üst düzey yönetici pozisyonuna gelmişti. Kariyerindeki bu merdivenleri çıkmak hiç kolay olmamıştı. Bunun için çok bedel ödemişti, çok çalışmıştı, çok fedakarlık yapmıştı.
Şirkete gittiğinde henüz kimsecikler gelmemişti, güvenlik görevlisi bu kadar erken gelmesine şaşırmıştı. Masasına geçti, yapması gereken raporları bitirdi, rutin işlerini yaptı, bu arada çoktan öğlen olmuştu bile.
Şirketin yakınlarındaki bir kafede buluşacaklardı Elif'le. Elif'in iş yeri uzaktaydı ama arkadaşını görmek için gelmişti. Aylin her zamanki gibi 10 dakika gecikmeli olarak koştur koştur bir şekilde kafeye girdi. “Elifçiğim kusura bakma beklettim” dedi. Ona göre 10 dakika birini bekletmek çok normaldi. Onun gibi çok yoğun çalışan bir insan hele ki İstanbul'da yaşıyorsa 10 dakika gecikse ne olacaktı ki!
Elif ve Aylin ilkokuldan beri arkadaşlardı, birbirlerini çok iyi tanırlardı. Uzun zamandır görüşmek istiyorlardı ama bir türlü fırsat olmamıştı. Telefonla konuşurlardı ama yüzyüze görüşmeyeli neredeyse bir yıl olacaktı. Anlatacak çok konu birikmişti.
Bir konudan diğer konuya geçerken Aylin dün akşam hiç uyuyamadığını, canının sıkkın olduğunu söyledi. Aylin'in kızı İpek, dün 17 yaşına basmıştı. İpek için gece saat 12’de doğum günü kutlaması çok önemliydi. Bu yaş grubu için böylesi detaylar önemli olabiliyordu. İpek bütün arkadaşlarının doğum gününde gece 12'de ilk arayan olmak ve doğum gününü ilk kutlayanlardan olmak isterdi. Annesinin, babasının, kardeşinin, teyzesinin, arkadaşlarının doğum günlerinde bunu yapmaya özen gösterirdi. Kendi yaş grubundaki arkadaşları da aynen böyleydi.
Aylin iş seyahatinden gelmişti, yorgundu ve erkenden yatmıştı. Sabah kalktığında kızının doğum günü olduğunu hatırlamış ve kızının yanına giderek doğum gününü kutlamıştı. Kızının suratı asıktı ve çok mutsuz görünüyordu. “Çok şükür aklına geldi” dedi. “Bütün arkadaşlarım aradı ama sen ve babam kutlamadınız.” Aylin “yavrum ben çok yorgundum. O yüzden uyuyakalmışım kusura bakma” dese de çok işe yaramamıştı. Aylin; “Bu kadar yoğun çalışıyorum, sizin için çalışıyorum, her dediğinizi yapmaya gayret ediyorum ve sen yaptığım fedakarlıkları görmüyorsun. Bu kadar büyütülecek bir konu değil bu, bencillik yapıyorsun, şımarıksın” gibi şeyler de söylemişti. Sonrasında gönlünü almaya çalışmıştı ama doğum gününün bütün tadı tuzu kaçmıştı her ikisi için de.
Aylin haklı olduğunu düşünüyordu. Elif'e anlattığında Elif'in de onu destekleyeceğini zannetmişti ama öyle olmadı. Elif Aylin'i sabırla dinlemiş, akabinde bir soru sormuştu. “Pazardan domates almış olsan onu çürüyene kadar yemek istersin değil mi?” “Tabii ki” dedi Aylin. “Tazecik yememişsem ne anladım o işten.” “Peki diyelim ki matematik sınavına girdin. Sınav süresinde camdan dışarı baktın, soru çözmedin. Kâğıtları topluyoruz dediklerinde çözmeye başladın, bu sınavdan geçebilir misin?” “Hayır geçemem tabii” dedi Aylin. “İşte hayat tam da böyle” dedi Elif ve devam etti. “Zamanı değerli kılan üzerindeki süredir. Bir şeyleri yapman değil, onu zamanında yapman önemli. Domatesi çürümeden yani zamanında yemen önemli, sınav sorularını sınav süresinde çözmen önemli. Evet sana göre kızının ki çocukça bir kapris, senin pencerenden bakınca hayat mücadelesi içerisinde takıldığı bu detay çok önemsiz ama kızının dünyasında öyle değil. Kızınla iyi bir ilişki kurmak istiyorsan onun şu anda duyduğu bu ihtiyacı göz ardı edemezsin. Doğum günü kutlaması onun için gece 12'den sonraki gün gece yarısına kadar süren bir şeyse bunu o zaman aralığında yapmak değerli. Süre bitince yapmanın bir esprisi yok.”
Aylin bu cevabı alacağını hiç tahmin etmemişti, arkadaşının onu destekleyeceğini, kızının ona anlayışsızlık yaptığını söyleyeceğini düşünmüştü.
Bunları konuşurken Elif saatine baktı “benim kalkmam gerekiyor öğlen molam bitti” dedi. Aylin “ama daha anlatacak çok şeyimiz vardı” diye cevap verdi. Elif “keşke 10 dakika geç kalmasaydın” dedi ve vedalaşarak ayrıldı.
Aylin masada kala kaldı. Elif'in söyledikleri ne kadar doğruydu. "Zamanı değerli kılan üzerindeki süredir."
Bunu tekrarladı durdu. Bugüne kadar o kadar çok yere geç kalmıştı ki ve kendini o kadar çok haklı görmüştü ki. Kızının karne törenine yarım saat gecikmişti ve gittiğinde kızı karnesini almıştı. Diğer öğrencilerin ki devam ediyordu. Kızının hiç unutamadığı ve her karne döneminde gözleri dolarak hatırladığı kötü bir anıydı hayatlarında. Aylin İstanbul trafiğinde bu yoğun çalışma hayatında bunun çok normal olduğunu, kendisine haksızlık yapıldığını düşünmüştü. Evet törene gitmişti ama zamanında gitmemişti .
Yıllar önce annesi safra kesesi ameliyatı olmuştu. Annesi ameliyat öncesi odada çok endişelenmiş, gerilmiş, gerginlikten ağlamıştı. Aylin hastaneye annesini ameliyathane kapısına getirdiklerinde yetişmişti. Evet hastaneye gitmişti ama annesini teselli etmesi gereken sürede orada olamamıştı. Hayatında buna benzer o kadar çok öykü vardı ki.
Bunları hatırladıkça sarsıldı, oturduğu masaya sabitlendi kaldı.
Evet her rolümüzün bir süresi var ve önemli olan bu sürede rolümüzü en iyi şekilde oynamak.
Evlat rolümüzde, annemizle babamızla olan öykülerimizde süremizi en iyi şekilde değerlendirmek.
Anne, baba olarak evladımızı yetiştirirken bize verilen süreyi en iyi şekilde kullanmak diye düşündü.
Kendi hatalarını fark etmek canını yakmış olsa bile, bundan sonra bir şeyleri düzeltebilecek süresinin olması umuduyla yerinden kalktı. Bunları fark etmesini sağlayan bir arkadaşı olduğu için de şükretti…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
Bizim için önemsiz ve küçük görünen şeyler çocukların dünyasında büyük yer kaplayabiliyor zaten onların dünyası ne kadar ki:) bu konuya dikkat çektiğiniz için teşekkürler.
YanıtlaSilKüçük dediğimiz zamanlar ne kadar kıymetli... Ellerinize sağlık 🌸
YanıtlaSilElinize sağlık 🌷
YanıtlaSil“Zamanı değerli kılan üzerindeki süredir”👏🏻👏🏻👏🏻
YanıtlaSilKeşkeleri azaltmanın diğer yolu süreyi iyi kullanmak olsa gerek .kaleminize sağlık 🙂
YanıtlaSilBize verilen sürenin sonuna gelmeden, o süreyi değerlendirebilmek çok kıymetli.
YanıtlaSilİnsanın Elif gibi bir arkadaşı olmalı… :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık… 🌿
YanıtlaSilFarkında olmadan Aylin gibi düşündüğümüz çok zamanlar olmadı mı..?
Bunu fark etmeme vesile olduğunuz için teşekkür ederim…
her insana ayna tutacak bir Elif'i olmalı bu hayatta. hem bizi sevecek hemde aklımızdakilerin gerçek cevabını verip biz düşünmeye sevk edecek.
YanıtlaSilsınırlı zamanda süreyi iyi kullanmak. her zaman yapamadığımız
YanıtlaSilHerşey zamanında kıymetli
YanıtlaSilBazı şeylere yetişmeye çalışırken asıl önemli olanları kaçrımamalıyız
Erken kalkan yol alır…
YanıtlaSilZamanı değerli kılan üzerindeki süredir…
YanıtlaSil“Bir şeyleri yapman değil, onu zamanında yapman önemli.“
YanıtlaSilBen de zaman zaman bunu yaşıyorum. Farkındalık oluşturduğunuz için teşekkür ederim, çok güzel bir paylaşım
YanıtlaSil10 dakika gecikmek sıkıntı değil ama basite disipline olmak açısından önemli..
YanıtlaSil