Neler geçmedi ki?

 

Yollar kapandığından merkeze gidememişti Meryem ve tekrar eve dönmüştü. Dışarıda iyice üşüdüğünden ısınmak için kuşburnu demlemiş, bardağına alıp odasına geçmişti. Kar inceden bastırmış, her taraf bembeyaz olmuştu. Hafifçe perdeyi çekip karı izlemeye başladı. Kar, yapraklarını döken ağaç dallarını adeta bir geline çevirmiş, esen hafif Rüzgârların eşliğinde hafif hafif dans ediyorlardı.

Penceresinin tam önünde kocaman bir dut ağacı vardı. Uyanır uyanmaz pencereyi açardı ve ağaca konan kuşları izlerdi. Kuşlar bir süreliğine ağaçta kalıyor ve gidiyorlardı, sonra başka kuşlar aynı şekilde, bir döngü vardı… Bunları düşünürken köye geldiği ilk zamanları hatırladı…

Üniversiteyi bitirir bitirmez hemen işe başlamıştı. Çok çalışmıştı ve istediği de olmuştu. Bu duruma sevinmişti ama ta ki gidip yerini görene kadar. Bir köy okulunda başlamıştı ilk görevine. Köy merkeze çok uzak sapa bir yerdeydi. Ulaşım imkânları kısıtlıydı. Dağların içine saklanmış küçük bir ovaydı. Böyle bir yerde çalışacağını hiç hayal etmemişti. İşe başladıktan sonra istediği her şeyi yapabileceğini, çok mutlu olacağını, okurken çektiği zorlukların acısını çıkaracağını düşünmüştü. Ancak hayatta bütün avantajlar dezavantajlarıyla gelirdi. Seçebildiklerimizin yanında seçemediklerimiz de olacaktı… Evet, atanmayı seçmişti ama atanacağı yeri, karşılaşacağı insanları seçememişti.

Üniversite okurken yurtta kalmıştı. Bir odada birileriyle beraber kalmanın zorluğunu çok görmüştü. Atanınca kendi evim olur istediğim gibi takılırım diye düşünürdü ancak köye atanınca lojman sayısı kısıtlı olduğundan aynı evde 3-4 öğretmen beraber kalıyordu. Kendisi de bir başka öğretmenle kalıyordu. O öğretmen de annesini getirmişti. Çoğu zaman onlar anne kız takılırken kendisi yalnız kalıyordu. Yemekleri, eşyaları hepsi ayrıydı. İşten geldiğinde çok yorgun olurdu. Diğer öğretmenin annesi kendi yemeklerini hazırlardı o döndüğünde anne kız yemeklerini yerdi. Bazen sofralarına davet ederdi ama Meryem rahat etmediği için gitmezdi. Beraber kalmak bazen o kadar yorucu oluyordu ki… Kendisinin hiç bu kadar yalnızlaşacağını düşünmemişti. Çoğu zaman odasında kalıyordu. Çok bunalınca da yürüyüşe çıkıyordu… Yürüyüş ona çok iyi geliyordu. Köyün şartları ne kadar zor olsa da akan derelerin sesi, kuşların cıvıltısı, tertemiz havası bir süreliğine sırtındaki ağır yükleri alıyordu sanki. Gece ise yıldızlar göğü öyle donatırdı ki balkonda kahve içerken yıldızları izlemek de huzur veriyordu.

“Evet, atanmıştım ama başta hiçbir şey istediği gibi olmamıştı. Sanki her şey beni sıkmak, beni üzmek için bir araya gelmiş“ diye düşünüyordu. Çalıştığı öğrencilerle de ilk yılında çok zorlanmıştı. “Ne yapsam öğretemiyorum, ilerleme kaydedemiyorum” derdi. Buna da ayrı üzülürdü.

Bunları düşünürken bir yandan da demlediği kuşburnundan içiyordu. Tebessümle karlı dallara konan kargalara baktı ve neredeyse 3. Yılım bitmek üzere dedi. Benimde zamanım geldiğinde bende bu kuşlar gibi gideceğim. İnsanın yanılgılarından biri de başına gelen olumsuzlukların hep devam edeceğini, hiç bitmeyeceğini zannetmesidir.

Düşünmeye devam ediyordu bir yandan. Köyde vakit geçirdikçe köye alışmaya başlamış. Yeni insanlar tanımış. Köyün aslında hep dezavantajına bakmıştı. Oysa köyde de çok güzel imkânlar vardı. Suyunu kaynaktan dolduruyordu. Yumurta, tereyağı, süt, yoğurt hep taze taze tüketiyordu. Şehirde olsa bunlara erişim bu kadar kolay olamazdı. Köydeki kadınlarla tanışmış, güzel bir çevre edinmişti. Onlarla vakit geçirmek güzel oluyordu. Kadınlar da Meryem’i sevmişlerdi.  Odun ateşinde pişirdikleri ekmeklerden, yemeklerden ikram ederlerdi. Evet, köyün şartları zordu ama aslında her zorlukla beraber bir kolaylık vardı.

Bu zorlu süreç içerisinde Meryem çok fayda gördüğü bir eğitim almaya başladı. Aldığı bilgilerle aslında kendi kendine hayatı zorlaştırdığını fark etti. Göreve ilk başladığı zamanlarda hep olumsuzlukları görmüş. Ve bu da onu mutsuz etmişti. Oysa karşılaştığı her zorluk, her acı onu olgunlaştırmış ve marifetlendirmişti. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…

Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Elinize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  2. Hayat hep aynı çizgide değil her zorluk her acı marifetlendiriyor bizleri kaleminize saglik

    YanıtlaSil
  3. Emeğinize sağlık, 🌺
    Olumsuza odaklanmanın daha kolay olduğunu ne güzel anlatmışsınız…
    En zorlu zamanlarda bile kolaylık var hayatta

    YanıtlaSil
  4. Hakikaten... Neler geçmedi ki

    YanıtlaSil
  5. Ferahlatan bir cümle her zorlukla beraber bir kolaylık var…

    YanıtlaSil
  6. Hayat, sen hangi tarafa bakarsan sana o tarafını gösterir…

    YanıtlaSil
  7. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Ellerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  9. Herşey gelir ve geçer. Hiç bitmeyecek sanmak insanın büyük yanılgısı.🌻

    YanıtlaSil
  10. Bir dezavantajın içindeki avantajı görebilmek çok kıymetli.

    YanıtlaSil
  11. Zorluktan sonra kolaylığını gelmesi ....kaleminize saglik🍉🥭

    YanıtlaSil
  12. Kaleminize sağlık hocam… 🌿
    Ne güzel anlattınız… İnsan zor günlerin geçmeyeceğini sanıyor… fakat neler geçmedi ki…
    Hayatta bir kıtlık ve bolluk dönemi var ve bu döngü tekrar ediyor… :)

    YanıtlaSil
  13. Yazılarınız ne kadar da hayatın içinden ve gerçek. Emeğinize sağlık. 🤲🏻

    YanıtlaSil
  14. Yazılarınızı okudukça içim ferahlıyor, o kadar gündelik konular ki tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  15. Ev arkadaşıyla ayrı yemek yemelerine takıldı aklım. Tamam, birlikte yemek zorunda değiller, ama madem aynı evi paylaşıyorlar, madem kaderleri kesişmiş, birlikte pişirmek, birlikte yemek, çok daha keyifli olacaktır. Bunun için konuyla ilgili zorlukları baştan kabul etmek lazım. Böyle olunca zorluklar insana keyif veriyor..

    YanıtlaSil
  16. “Seçebildiklerimizin yanında seçemediklerimiz de var”

    YanıtlaSil
  17. Zaman geçiyor. Olumlular da olumsuzlar da geçiyor. Dünya geçici. Hatırlamak faydalı oluyor, teşekkürler. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder