EMİNE ve BAŞARI ÖYKÜSÜ

Emine köyde yaşayan sekiz yaşında bir kız çocuğuydu. Beş kardeşi daha vardı. Kalabalık bir aileydiler. Babası hayvancılık yaparak geçindiriyordu onları.  Zorlu bir kış günü babası odun kesmeye gitti, ancak hava oldukça kararmış olmasına rağmen eve dönmedi. Beklediler, beklediler ve meraklarına yenilip onu aramaya karar verdiler. Evin büyük oğlu babasını; üzerine devrilen bir ağacın altında donmak üzereyken buldu. Hemen onu alıp eve getirdiler. Ancak acil doktor bulunması gerekiyordu. Babalarının yarası oldukça ciddiydi. Evin büyük oğlu Rafet hemen kasabaya doktor bulmaya gitti. Hava şartlarından dolayı doktoru alıp gelmesi çok uzun sürdü. Neredeyse sabah olmuştu. Doktor babalarının bacağını inceledikten sonra üzücü haberi verdi. Çok geç kalınmıştı. Babalarının bacağını kurtarmak artık imkânsızdı. O günden sonra Emine'nin babası artık sağ bacağını kullanamayacaktı.

Bu olay çocukların hepsinde farklı izler bıraktı. O günden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olamadı. Babanın mesleği olan çiftçiliğe büyük abi devam etmek zorunda kaldı. Diğer kardeşler de büyük abiye yardım ediyorlardı. Ailenin zaten kıt kanaat olan maddi şartları daha da zorlaşmıştı.

Artık babasının bacağı için yapabilecek tek bir şey kalmıştı. Emine babasının yaşadığı olaydan dolayı okuyup doktor olmaya karar verdi. Hedefi ameliyat yapabilen bir cerrah olmaktı. Babasını sakat kalmaktan kurtarabileceğini düşünüyordu.

Yarım saatlik mesafedeki okuluna, o soğuk kış günlerinde hep yürüyerek gitti. Okuldan kalan zamanlarında annesine yardım etmesi ve kardeşlerine bakması gerekiyordu.

Koşulları çok zor olmasına rağmen sınıfın en başarılı öğrencisi oldu. İlkokulu okul birincisi olarak bitirdi. İlkokuldan sonra okula devam edebilmek için kasabada yaşayan dayısının yanına taşındı. Burada ailesinden uzak kaldı. Dayısının yanında okumaya devam etti. Yalnızlık ve parasızlık Emine'nin yılgınlığa düşmesine sebep olmadı. Durumundan şikâyet etmedi. Tam tersine bu durum daha çok çalışması için onu motive etti.

Annesini kardeşlerini köyünü çok özlediği, burnunda tüttüğü zamanlarda hemen aklına hedefini getiriyordu. Doktor olup insanlara fayda verme düşüncesi motivasyonunu artırıyordu.

Yıllar sonra Emine ödediği bedellerin karşılığını almaya başladı. Bölgesinde en yüksek puanı alarak tıp fakültesini kazandı. Hayali gerçek olabilecek, hedefine ulaşılabilecekti. Böylece insanlara yardım edebilecek onların dertlerine çare bulabilecekti.

Arkadaşları için çok ağır gelen dersler Emine için mutluluk kaynağıydı. Tıp fakültesini yüksek başarıyla tamamladı. Tıp fakültesinin sonralarında herkesi bir telaş aldı. Herkes, mecburi hizmet görevi için Anadolu’nun ücra yerlerinde nasıl yaşayacaklarını düşünmeye başladı. Çoğu, mecburi olan bu görevi yapmak istemiyordu.  Çok korkutucu geliyordu onlara. Emine için ise yıllardır beklediği andı. İlk görevi Anadolu’nun ücra bir kasabasına çıkmıştı. Çok heyecanlıydı. Köyde yaşayan hastaların tedavisini yapmak, onları sağlını kavuşturma düşüncesi kalp atış hızını artırıyordu.

Görev yerine gittiği yerde imkânları olmayan hatta hemşiresi bile olmayan bir yerde görevine başladı. Okuldan çoğu arkadaşı tayin oldukları yerleri beğenmiyordu. Hatta birçoğu bu bölgeleri beğenmediği için görev yerini değiştirmek için torpil arıyordu.

Emine ise bu durumdan çok mutluydu. Tayin olduğu kasabada yardım edebileceği çok fazla insan vardır. Mecburi hizmeti sırasında en zor görevleri isteyerek üzerine aldı. Böylelikle Emine hızla  tecrübe kazandı. Ücra köylerde tıbbı imkânlardan yoksun olarak zor şartlarda yaptığı tedavilerden çok şey öğrendi. Burada geçirdiği yıllarda hem hastalara yetişmeye çalıştı hem de uzmanlık sınavlarına hazırlandı. Uzmanlık sınavını başarıyla kazandı ve cerrahi alanında uzmanlaştı. Emine meslektaşlarının yapmak istemediği her şeyi isteyerek gönüllü olarak yaptı. Hızla mesleğinde yükseldi ve çok başarılı bir cerrah oldu. Bir süre sonra çalıştığı hastanenin başhekimi oldu.

Özellikle engelli insanlara yönelik operasyonlarla pek çok mutsuz hastaya çare oldu. Ailesi Emine ile gurur duyuyordu. Yaptığı araştırmalar sonucunda babasının bacağını uygulayabilecek bir çözüm geliştirdi. Babasını ameliyat etti. Yıllar sonra babasının yürüyebilmesini sağlayan Emine hedefine ulaşmıştı.

Emine'nin hikâyesi ona benzer onlarca başarı hikâyesinden sadece bir tanesidir. Önünde çok fazla engel olmasına rağmen Emine emin adımlarla hedefine ilerleyebilmiştir. İmkânlarıyla değil imkânları olmamasına rağmen hedefine ulaşmıştır.

İnsan hedefine odaklanıp inandığı zaman yapamayacağı şey yoktur.

Neden senin de Emine gibi bir hikayen olmasın? 

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…

Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu