BOL ŞEKERLİ KAHVE

Bugün akşam sıcağından sonra hava serinledi. Rüzgâr sanki yanaklarını okşar gibi dokundu. Ve gözlerindeki yaşları savurdu. Pencereden bakarken bir yanda elinin tersiyle yaşları silerken ‘’neden’’ dedi. ‘’neden böyle oluyor…’’

Elif 47 yaşında. Hayatını eşine ve çocuklarına adamış bir kadındı. Dışarıda çalışan bir kadın ve kalan zamanda evini temizler, eşini ve çocuklarını memnun etmeye çalışırdı.  Çok titiz ve temiz bir kadındı. Sürekli bir kadın temiz olmalı derdi. Temizliği yaparken, aşırı deterjan kullanmadan temiz olmadığını düşünürdü. Bu yüzden ellerinde yaralar, vücudunda dayanılmaz kaşıntılar oluşmaya başladı. Doktor, kullandığın deterjanlardan diyordu. Ama o, doktorlar biraz abartıyor diyordu.

Günler böyle geçerken Elif’in aşırı titizliği eşini ve çocuklarını hayatına müdahale ile devam etti. Eşine ve çocuklarına ayrı ayrı yemekler yapardı. Eşinin gömleklerin ütüler hangi gömlek hangi pantolonla giyilecek ayarlardı. Elif işten gelirken alışverişi de yapardı. Eşi için, ‘’ bu adam alışverişten anlamaz’’ derdi. Yani koca evin yükü omuzlarında gibiydi. Kocasıysa ondan hemen uzaklaşmak için eve geç gelirdi.

Aynı durumu kardeşine de yapıyordu. Sürekli hayatına müdahale ediyor onun adına evinde uymayan bir şey var diye, ona sormadan internetten sipariş veriyordu. Kardeşi kızdığında da kabahat seni düşünende diyordu. Arkadaşları çözemedikleri problem olduğunda onu ararlardı. Ama normal zamanda ona tahammül edemezlerdi. Çünkü çoğu zaman insanları domine etmesi, marifetini gizleyememiş olması, çevresindeki insanların komplekse düşmesine sebep oluyordu. Patronu da onun için ‘Elif ‘çiğim sen erkek gibi kızsın, işle ilgili problemi hemen halledersin’ derdi. Bu cümle onu motive eder. Hatta zaman zaman iş yerindekilere ‘’bunlar hakikaten aptal, ben olmasam bu firma batar’’ diyordu.

Hayatında hiç oturup dinlendiğini hatırlamazdı.  Hayatında hep başkalarının problemleriyle istekleriyle yakından ilgilenirdi. ‘Eşim evi temiz sever, akşama oğlum patlıcan sever, kızım patlıcan yemez. Onu için köfte kızartırım derdi.’ o gün her zaman ki gibi yemekler yenmiş, yemekten sonra mutfağını temizlerken, çamaşır suyunu burnuna çekmiş. İşte temizlik kokusu demişti. Sonra salona geçerken masanın üzerindeki eşinin telefonuna mesaj gelmişti.

‘’Hayatım ne zaman gelirsin’’ diye…

O an sırtında bir soğukluk, boğazında koca bir yumruk ve bakışlarında bir donuklukla kendini odaya zor attı. ‘’Neden’’ dedi. ‘’Neden…’’

Hayattaki cevapların geldiği an, hayata yöneltilen soruların ardındadır.

Sabahı zor etmişti. Sabahın ilk ışıklarıyla evden çıkmış ve saatlerce yürümüştü. Bir arkadaşı arayıp ona yüzeysel olayı anlattığında, ‘’kendin için ne yaptın, eşin senin için ne yaptı?’’ dedi. Bu cümleler üzerine düşünmeye başladı. Düşünmeye başladıkça aslında hayatında kimseye kendiyle ilgili yük vermemişti. Ya da kendi sevdiği için bir şey yapmamıştı. Çoğu zaman başkaları ne sever ne yer ne düşünür ve benim için fark etmez derdi. Zıddında da zihninde onun için yapılan şeyleri aradı aradı ama bulamıyordu. En son doğum gününü bile unutmuşlardı. Ve çevresindeki insanlar bunu söylediğinde, hemen tepkisel olup hadlerini bildiriyordu. Zihni bir geçmişe bir bugüne geliyordu. Çantasında olan not defterine yazmaya başladı. Evet problemin farkındayım dedi. Ama nasıl çözeceğim. ‘’Nasıl, nasıl’’ dedikçe aklına düşmeye başlıyordu.

-Bu zamana kadar yüklendiğim bana ait olmayan problemleri sahiplerine vermek.

-Hayatımda aşırılaştığım yerleri dengeye getirmek.

-Sadece başkaları için bir şeyler yapmayı bırakıp, kendim için bir şeyler yapmak.

Eve döndüğünde ‘’nereden başlamalıyım?’’ dedi. Hayata soru sordukça cevaplar aklına düşmeye başlıyordu. Bekarken kahveyi çok severdi. Eşi sevmediği için içmekten vazgeçmişti. İşte dedi buldum…

Kalkıp kendine bir kahve yaptı. Sevdiğinden bol şekerli.

İşte bizlerin hayattaki dönüşümü azla başlar. Az, devamlı olursa çok olur.

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…

Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu