Yeşim metroda giderken “önümüzdeki istasyonda aktarma yapabilirsiniz” anonsunu duydu. Bir satış görüşmesi için toplantıya gidiyordu. Şehrin trafiğinden bunaldığı için metro ile gitmeye karar vermişti. Araba çok konforluydu ama trafikte kaldığında insan yolda bırakıp kaçası geliyordu…
Yeşim işinde son derece başarılı biriydi. Uzun yıllardır kendi kurduğu işini yürütüyordu. Ondan önce başka kurumlarda yönetici olarak çalışmıştı. Bir zaman sonra bu çalışma tarzının ona uygun olmadığına karar vermiş ve kendi işini kurmuştu. Başkalarının karar verdiği, bazen hiç de onaylamadığı kararları uygulamaktan bunalmıştı. Sahip olduğu konfordan vazgeçip kendi işini kurma riskini almıştı. İnsan kendi işinin patronu olmalıydı. Başkasının işinde en son onun düdüğü ötüyordu. Sen ne kadar iyi yönettiğini düşünürsen düşün… Hem kendi zamanının da patronu olmak istemişti. İş hayatında başarılı olmak onun için zor olmamıştı. Çalışmayı seviyordu. “İşi ver, unut” tanımına uyuyordu. Ama tüm bu iyi özellikleri onun bütününü oluşturmuyordu. İlişki yönetmek oldu olası en sıkıntı duyduğu konu olmuştu. Ya alttan alması gereken yerde alamıyordu… Ya da tepki vermesi gereken yerde veremiyordu… Ya gemileri yakıyordu, ya da tepesine çıkarıyordu… Yine bu düşünceler zihnini işgal etmişken; hayatının da bir metro treni gibi olduğunu düşündü. Duraklar vardı ve her durak başka bir ilişkiye varıyordu.
Kimisi uğradığına çok memnun olduğun. Hayatında
hep gülümseyerek hatırladığın ilişkiler…
Kimisi izi bile kalmamış, zihninin
kayda bile almadığı, unuttuğu…
Kimisi hatırladığında “Keşke o durağa
hiç uğramasaydım” dediğin… tüm hatalarını sanki o durakta yaptığını düşündüğün…
Kimisi şimdi bile aklına geldiğinde
seni heyecanlandıran… İlk heyecanların gibi… Okula ilk yazıldığı gün, hoşlandığın
çocuğu ilk gördüğün an, ilk şiir okuyuşun, ilk yalnız arkadaşlarınla
buluşman… Bütün ilklerin gibi…
Kimisi ise hala seni sinirlendiren… “O
bana bunu dediğinde ben de ona bunu deseydim keşke” dediğin… “Bana neler yaptı.
Onun yüzünden arkadaşlarıma rezil oldum. Onun yüzünden sevgilimden ayrıldım.
Onun yüzünden annemle aramız bozuldu. Onun yüzünden o yıl sınava hazırlanamadım.
Onun yüzünden başıma gelmeyen kalmadı” dediğin…
“Tüm bu duraklar benim hayatım” dedi
kendi kendine…
“Hepsine ben uğradım. Hepsinden elimde
bir şeylerle ayrıldım. Olumlu olanları da, olumsuz olanları da benim
büyümemi, olgunlaşmamı sağladılar.
“Demek ki bu duraklara uğramam gerekliydi.”
Peki o dönüm noktası olan aktarma yaptığı duraklar hangisiydi?
Ailesinin tüm zorluklarına rağmen onu
yatılı okula göndermeleri dönüm noktalarından biri olabilir miydi? Onlara
mahçup olmamak için elinden geleni yaptığı, yalnız hayatta ayaklarının üzerinde
durmayı öğrendiği lise yılları…
Peki üniversite? O da dönüm
noktası mıydı? Orası da geçiş istasyonu muydu? Bunları düşünmeye
dalmışken az kalsın ineceği durağı kaçırıyordu. Hızlıca oturduğu yerden kalkıp
indi. Metro istasyonundan çıkabilmek için uzun koridorları, ve yürüyen
merdivenleri geçmeye çalışırken tekrar düşüncelere daldı…
“Bazı insanlar hayatımızda dönüm
noktası olurlar.” diye düşündü. Bazen bir öğretmendir
sizin için dönüm noktası olan, bazen çocukluk arkadaşın, bazen bir işverenin,
bazen bir eğitim… Onun yaşamında da dönüm noktaları olmuştu. Ama bu dönüm
noktalarının en önemlilerinden biri Deneyimsel Tasarım Öğretisi eğitimleri
olmuştu. Hayatında trenin artık yanlış yöne gittiği, hatta o yönde giderken bir
istasyonda çakılı kalıp, arızaya geçtiği… İstasyonda debelenip dururken ve
çıkış yolunu bulamıyorken; hayatında hep
hatırlıyor olduğu ve minnetle andığı bir arkadaşı bahsetmişti bu eğitimden. “Mutlaka
gitmelisin.” demişti. Şimdi anlıyordu, kendi hayat treninin, yolunu bulması
için hayat ona bir fırsat sunmuştu. Neyse ki o da bu fırsatı
değerlendirebilmişti….
Eğitimde,
ilişkiler ile ilgili yaşadığı tüm sıkıntılarda, kendi
hatalarının da olduğunu anladığında çok sarsılmıştı. Ama öğrendikleri hayatını
dönüştürebilmesini sağlamıştı.
Her şeyin yasası olduğu gibi ilişkilerin de yasaları var.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
Dönüşüme vesile olmak ne kıymetli
YanıtlaSilEllerinize sağlık...
YanıtlaSilDeğişim, dönüşüm.. Başlangıç için cesaret isteyen adımlar..
YanıtlaSilHer an seçimle karşı karşıya kalıyoruz. Ve bu seçimler hayatın kavşak noktalarında ki kritik sorulara denk gelir.ve insan neyin ona fayda ya da zarar vereceğini bilmiyorsa o seçimlerinin faturası ağır oluyor. Yolda Deneyimsel Öğreti tabelası var hiç düşünme gir o sokaktan:)
YanıtlaSilBazen yolar ayrılır, bazende kavşakta kesişirsin. Yolculuk yaptığımız insanlarında iyi seçmek gerekir. Seçtiğin kişi iyi kapaların açılmasına veya kötü kapıların açılmasına sebebiyet veriyor…
YanıtlaSilÇok Güzel anlatılmış… hayatıma kattığınız bu güzel bakış açısı için teşekkür ederim.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş. Bizim o dönüm noktası olan yerlerde doğru tepki vermemiz önemli🌷
YanıtlaSilEllerinize sağlık 🌸
YanıtlaSilDönüşmek kolay değil ama imkansız da değil, kaleminize sağlık çok güzel bir yazı…
YanıtlaSilDönüm noktalarının neler olduğunu anlamlandırmak bu eğitimle nasip oldu. 🌱
YanıtlaSilYine bizleri düşündüren bir yazı :)
YanıtlaSilNe güzel doğru durakları değerlendirebilenlere hayatın ona sunduğu fırsatları doğru değerlendirebilenlere
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSil