Evlerin sokağa bakan bahçeleri ve içlerindeki renkli çiçeklerin görüntüsü insanın hoşuna giden bir manzaraydı. Oralarda yürümek keyifli oluyordu. Ben de bahçeleri hep çok sevdim. Doğada olmak ve yakınında bir yerlerde keyif yapmak iyi gelir bana her zaman. Doğaya sevgim arttıkça arttı. Sonunda kendim de bir bahçe sahibi olmaya karar verdim.
Benim de bir bahçem olsun, çiçekler ekeyim onlarla ilgileneyim. Büyümelerini izleyim. Sonra bahçeye bir de çardak ekleyeyim. Çardağımda çayımı kahvemi ve dostlarımı ağırlayayım. Şimdiden gözümün önüne gelen manzara beni heyecanlandırıyordu.
Bahçelerin güzelliği insanı tahrik eder. Ama bir anda tüm bahçeyi istediğin gibi yapmak zor. Bir yerden başlamak gerekliydi. İşte bende tek bir gül bakımıyla başlamak istedim. Sabahları uyandığımda gül ağacını görmek istiyordum. Hele güller açarken etrafa yayacakları gül kokusu, işi daha da keyifli yapacaktı.
Pembe gülü sevdiğim için pembe gülleri dikmekle başladım bahçeme. Bir süre sonra büyüdüler. Şimdi pembe gülleri seyretme zamanı başlıyordu.
Her sabah onlara bakmak yüzümü güldürüyordu. Pembe gül insanın içini bir hoş ediyordu.
Bir gün gülümün yaprakları delik delik olmuştu. Derdi vardı, dermanını ben bilmiyordum. Sağdan soldan derman aradım. İşi bilmeyince zor oluyordu, dermanı bulmak. Öğrenecektim zamanla. Problem çıktıkça çözümleri öğrenecektim adım adım.
Meğerse gülüm hastalanmış. Hastalığının tanısını nasıl koyacaktım? Bitkiler hakkında bilgim yoktu. Komşumun kavun içi gülü vardı. Onu da beğeniyordum, kocamandı. Deneyimlerinden faydalanmak için komşuma gösterdim yaprakları. Bir iki tavsiye verdi. Denedim, olmadı. Doğal ilaç araştırmaya başladım...Doğal uygulamalar sonunda işe yaradı ve gül vermeye başladı. Sevincim az sürdü, çünkü tekrar bütün yaprakların delik delik olduğunu gördüm.
Uzaktan bakınca insan anlamıyor. Yakından toprağına baktım. Etrafındaki yabani bitkileri temizledim. Yapraklarının altlarını inceledim, baktım ki meğerse küçük küçük bir sürü kırk ayak dadanmış güllerime.
Gül ağacım, kırk ayak hayvanının evi olmuş. Gülümün güzelliğini duyan sülalesi de peşi sıra gelmiş. Kendilerine hanedanlık kurmuşlar.
Her güzelliğin bir bedeli var bu hayatta ve gülüm de ben de o bedeli ödüyorduk şimdi.
Ne yapmalıydım? Kararsız kalmıştım.
Bir tarafta gül ağaçlarım, bir tarafta kırk ayak sülalesi vardı. Birisinden vazgeçmeliydim, birini feda etmeliydim.
Hangisinden vazgeçecektim!
Biri hayvan, biri bitki. İkisinin de ayrı ayrı faydası var ve ikisi de canlıydı. İkisinin sorumlulukları ve yetkileri aynı değil. Doğadaki görevleri farklıydı birbirinden. Nasıl bir karar vermeliydim? Düşün düşün düşün….
Sonra olayı detaylı irdelediğimde kırk ayak ailesi, gülün sınırlarına izinsiz girmişti.
‘Sınırları olmayanın ayrıcalık hakkı yoktur’ kuralını hatırladım.
Gülü zarar verecek canlılardan koruyacak tedbir almadım. Kendi elimle kırkayak sülalesine davetiye çıkarttım. Ben bu problemi hak ettim.
Şimdi suçlu kim?
Kırkayaklar kene gibi gülüme yapışmıştı. Evlerini terk etmek istemiyorlardı. Kırkayaklar güllerime bağımlı olmuş gibiydiler. O yüzden bırakmaları da kolay olmadı. Zamana, ilgiye ve sabra ihtiyaç vardı.
Güzelliğin bedeli olduğu kadar, bağımlılıktan kurtulmanın da bir bedeli olmalıydı.
Pıtırcık çiçeğini bilir misiniz?
O da güzel hoş kukulu bir bitkidir. Eski Osmanlı hatunları güzel kokmak için kıyafetlerinin arasına koyarlarmış bu çiçeği. Pıtırcık çiçeğinin yanında hafif dikenleri de vardır.
İşte gülü kırkayak bağımlılığından kurtaran o oldu. Dikenler sayesinde kırkayaklar gülleri bir bir terk ettiler. Böylece sorun çözüldü. Benim yapamadığımı güller dikenleri ile yaptılar. Onlara ne kadar yaklaşılması gerektiğini belirlediler. Sınırların olması olayın çözümü oldu.
Gülüm yeni yeni yeşil yapraklar açmaya başladı. Ağaç olma yolundaki yolculuğuna devam edebildi.
Hayattaki tüm ilişkilerimizde de böyle değil midir? Sınırları kaldırdığımız zaman korumamız azalır ve sorunlarımız artar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki ‘’ Sınırları olmayanın kaliteli ilişkisi de olmaz.”
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
Hayriye akgül
YanıtlaSilBazen bir gül bazen bir insan bazende bir hayvan sınırları olmayanın imtiyaz hakkı olmuyor bu hayatta ama sinirlarima bukadar nasıl sokmuşum insanları neden dengeyi mizanı bozmuştur ellerinize emeklerinize sağlık hocalarim.
Sınır varsa kaliteli ilişki var… teşekkürler 🌷
YanıtlaSilEn çok etkilendiğim konulardan sınırlarımz ..
YanıtlaSileksik yanım sınırlarımı korumakta hâlâ çırağım ve bu gerçkten hayatımı zorlaştırıyo ..
DTÖ sayesinde sorunun ne olduğunu biliyorum en azından çok şükür 🤲🥰
Her avantaj bir dezavantajı beraberin de getirir…
YanıtlaSilBilgi gerçek olunca bitkinin hayvanın insanın tüm yaratılmışların problemlerini çözüyor. Bunu görebilmemiz adına ne güzel bir hikaye..
YanıtlaSilİstila edildiğimiz kırkayak ordularına sınır koyabilmek dileğiyle ... ne hoş bir anlatım olmuş 🌸 kaleminize sağlık
YanıtlaSilGül ve kırakağaç ilişkisi meğer insana neler anlatıyormuş. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilMisafirperverliği aşırılığa ulaşmış sınırı olmayan bir kişiyi anımsattı bu yazı. Evine herkes her saatte gelebilir ve her geldiğinde de dört dörtlük ağırlanır. Sınırı olmayınca insanın değeri de olmuyor. Yaptıkları ayrıcalık değil görevi oluyor. Yapmadığında bir de şikayet edilir.
Sınırlar ne kadar da önemli. Hakikaten de sınır varsa ayrıcalık hakkı var insanın.
Sınırlarını doğru koyabilenlerden olabilmek dileğiyle…
Etkileyici güzel bir yazı, hayatıma uygulamaya çalıştığımdan beri ilişkilerimi daha sağlıklı yaşıyorum.
YanıtlaSilKoydugumuz sınırlar bizi değerli kılıyor..kaleminize saglik🍀
YanıtlaSilHarika. Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık. Ne güzel bir söz ‘’Sınırları olmayanın kaliteli ilişkisi de olmaz.” Teşekkürler…
YanıtlaSilSınırları olmayanın imtiyaz hakkı olmaz...
YanıtlaSilİletişim boyutunda insanın en konforlu olduğu yer 😊 Elinize sağlık...
İlişkilerimizde sınır koymak çok önemli sınır koyamadığında insan değersiz olabiliyor. Kaleminize sağlık…
YanıtlaSilHarika. Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık. Ne güzel bir söz ‘’ Sınırları olmayanın kaliteli ilişkisi de olmaz.” Teşekkürler…
YanıtlaSilİnsan ilişkisi ile doğanın benzerliği ancak bu kadar güzel anlatılabilir di. Elinize emeğinize sağlık.
YanıtlaSilKışı yaşıyoruz 365 yaşasak kaos . Yazı yaşıyoruz 365 olsa yine sıkılırdık. Hayatta her şeyin bir başı bir sonu olduğunu insan düşünemiyor. İletişim ve ilişkide “sınır” ayarını yapamadığımız için problem yaşadığımızı idrak edemiyoruz. Öncelikle bu detayı gündemimiz olması için yazdığınız için teşekkür ederim. Sınırlarınızı hatırlatınız emeğinize kaleminize sağlık. Umarım uygulayanlardanda oluruz ☺️
YanıtlaSilSınır koymamak ve sonrasındaki hayal kırıklıkları peşi sıra geliyor. Yüreğinize sağlık 🌺
YanıtlaSil[31/1 14:41] Hakan: Evet hocam yazınız güzel kendimi pıtırcık çiçeği gibi hissettim ama biz gulumuzu kurtaramadık kırk ayarlardan
YanıtlaSil[31/1 14:42] Hakan: Bazen pitircik gibi olmak lazım gülü koruyup kollamak
Sınırlarımızı bilmeli ve bildirmeliyiz sınırlarımızı asana da haddini bildirmeliyiz☺️
Sınır hem sınırlarin içerisindekini hemde disindakini korur... Kaleminize sağlık 👍
YanıtlaSilElinize sağlık çok güzel ifade etmişsiniz.
YanıtlaSilÇok güzel hikaye köyüme gittiğimde 2 tane gül fidanı getirmiştim yıllar önce onları aklıma getirdi sarı ve beyaz güller büyümüştür umarım yıllar oldu gitmeyeli
YanıtlaSilSınırları olmayanın ayrıcalık hakkı yoktur… Hayatımızda dikenlerimizi koyacağımız doğru yeri belirlemeliyiz ki yaptığımız seçimlerin bir anlamı olsun, olumu sonuçları olsun. Biz doğru yerde sınırlarımızı belli ettiğimizde işte o kırkayakların bir bir uzaklaştığını görürüz. Çok faydalı ve güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık 🤍🙏🏻
YanıtlaSilGüzel anlatıldı teşekkürler ederim .Çıkarılması gereken ders çok güzel anlatıldı
YanıtlaSilKime üzüleceğime şaşırdım 🤭 evi istila edilen güle mi, kocaman saksıda yer verilmeyip kovulan kırkayağa mı yoksa kırkayağı evinden eden dikenli çiçeğin düştüğü duruma mı? Sınırlar yoksa başımıza neler gelir neler 🙈 kaleminize sağlık , eğlenceli bir yazı olmuş🌸
YanıtlaSilVay be, nereye bağlanacak sonu diye beklerken süper ilişkilendirilmiş. Bir çiçeğin problemine bakarak ordan ilişkilerimdeki problemleri görmek...
YanıtlaSilGüller ve dikenleri... Güzellikler ve sınırları... Bizim sınırlarımız yerinde mi acaba?
YanıtlaSilNe güzel yazı 🌸
YanıtlaSilÇok beğendim.. samimi içten bir anlatım olmuş .. devamını bekleriz:)
YanıtlaSilBenim de bir bahçem olsun. Gülerimden sınır belirlemeyi öğrenim🙏🏼
YanıtlaSilHayatta her seyin ve herkesin sınırları var ve sınırları ihlal edilen her sey malesef solar. Sınır koymak şifadır. Elinize sağlık. bu güzel yazı ve hatırlatma için teşekkürler.
YanıtlaSilÜlkemin sınırı, denizin sınırı, ilimin sınırı, apartmanımızın bahçesinin sınırı, ormanın sınırı, bahçedeki kedinin koyduğu sınır.. her yerde sınır varken benim ilişkilerimde yoksa, o zaman yaşama ne uyumum var?
YanıtlaSilElinize sağlık. Sınırları olanın güzel ilişkileri var...
YanıtlaSilKaleminize bereket ne güzel bir yazı🌼
YanıtlaSilİnsanı derin derin düşündüren bir yazı… teşekkürler 💕
YanıtlaSilSınır koymak; ne kadar basit gibi görünen, bizi fazlasıyla zorlayan ama sorunlarımızın çoğunda bir o kadar etkili bir çözüm... Kendi hayatımızda da sınırı çizemeyen bizler mi yoksa sınırı aştı dediklerimiz mi suçlu? Çok güzel bir yazı olmuş 🌿
YanıtlaSilTıpkı derimizin sınır çizip bizi koruması gibi, bir çocuğun anne babasının odasına izinsiz girememesi gibi, uzak bir misafirin dolabımızı açmaması gibi…
YanıtlaSilSınırlar varsa ayrıcalık hakkı var.
Problem cevap bekleyen sorulardır. Demek ki her soruyu cevapladığımızda aslında bir problemi de çözmüş oluyoruz. Tabi ki burada önemli olan soruya doğru cevap verebilmek. Problem çözmeye başlayınca hem gelişir hemde marifetleriniz. Problemi çözmek için önce düşünme bedeli ödemek sonra da gereken davranışta bulunmak gerekir. Hikayede ki gibi çözüm arayışı içindeyken çok önemli bir bilgiye ulaşmak muhteşem bir deneyim. Sınırları olmayanın imtiyaz hakkı yoktur. Hayatın her alanında insan iliskilerinde de mutlaka uygulamamız gereken ve öncelikle de kendi sınırlarımızı çizmemiz gerekir.
YanıtlaSilKırkayaklar günümüz tabiriyle gülü israillemişler. Ama neyse ki çok geç olmadan önlemini alan bir destekçisi varmış güllerin.
YanıtlaSilYoksa iş işten geçtikten sonra artık yerleştiği yerden gitmeyen ve gülleri teker teker solduran bir parazite dönüşmüş olacaklardı, şu an tüm dünyayı sarmış olan siyonistler gibi…
En yakınlarımızla bile sınırlarımızı kaldırdığımızda problem yaşıyoruz gerçekten. Sınırlar iyidir :)) kaleminize sağlık
YanıtlaSilSınır çizmek, sınır çizilen iliskideki kişileri korur...Sevgi ve saygı korunmasına katkı sağlar. Güzel bir hikaye olmuş, gül ile kirkayağın ilişkisi, elinize sağlık 🌻
YanıtlaSilDikensiz bi şekilde batmadan acıtmadan incitmeden sınır koyabilmek nasip olsun
YanıtlaSilKeşke biz de gül kadar hoş kokulu , ama korumalı olabilsek
YanıtlaSilHarika, anlatılmak istenen çok güzel şekilde verilmiş.
YanıtlaSilemeklerinize sağlık keyifli bir okumaydı... :)
çok teşekkürler, emeklerinize sağlık..
YanıtlaSil