KİM KİMDİR?

 

Biz, insanoğlu, ömrünün sonuna kadar tek başına kalabilen canlılar değiliz. Her an birileriyle ilişki kurmaya muhtaç bırakılmışız. Buna rağmen yine en çok zorlandığımız konu; insanları ve tepkilerinin sebeplerini anlayabilmektir.

Bizim istek ve beklentilerimizden bambaşka istek ve beklentilere sahip insanlar var etrafımızda. Hatta bu bazen en yakınımızdakiler olabiliyor. Yetiştirdiğimiz çocuk bizden bambaşka olabiliyor. Eşimizle ya da ebeveynimizle yıllarca aynı evin içerisinde olmamıza rağmen, onları anlamakta zorlanabiliyoruz. Aynı evde, aynı anne babadan doğmuşuz, aynı coğrafyada yaşamışız. Ama kardeşimizden çok farklı düşünüp, farklı seçimlerde bulunabiliyoruz.

İşte bu farklılıklar hayatın içerisinde bizim insanlarla tartışma sebebimiz olabiliyor. Bizim özen gösterdiğimiz detaylara karşımızdaki özen göstermeyince, bizi önemsemediğini düşünebiliyoruz. Daha da kötüsü, bize gıcıklığına yaptığını düşünebiliyoruz. “Ya bana bir garezi var herhalde” diyoruz.

Fakat bu tartışmaları kavgaya dönüştüren şey farklılıklarımız değil. Farklılıklar sırasında kullandığımız cümleler, farklılıklar sırasında karşımızdaki insana yapmış olduğumuz ithamlar kavgaya tutuşmamıza sebep olabiliyor.

Kavgalar artmaya başladığında şunu söylemeye başlıyoruz: “Farklılık kötü ve farklı olandan uzaklaşmam lazım” Ve bizim düşüncelerimize sahip olmayan insanları kendimizden uzaklaştırmaya başlıyoruz.

Oysa hepimiz doğuştan birbirimizden farklı yaratıldık. Bu nedenle hayatın içerisindeki önceliklerimiz birbirimizden genellikle farklı olabiliyor.

Birine kahvaltıya gittiğimizde sofrada sadece peynir varsa,; “İyi bir kahvaltı yaptık” diyebilir miyiz? İsterse 50 çeşit peynir olsun, yine de o kahvaltı bizim için vasatın altında bir kahvaltıdır. Balıyla, kaymağıyla, zeytiniyle, tereyağıyla, menemeniyle, omletiyle vs. zengin bir kahvaltı ise bizi mest eder. Soframızdakiler farklılaştıkça, kahvaltıdan aldığımız lezzet artar. Ayrıca her biri içerisinde bize şifa olacak bambaşka vitamin ve mineral vardır.

Biz de çevremizdeki insanların farklılıklarının sebebini anlayıp, saygı göstermeye başladığımızda; insanlarla ilişkilerimizi daha iyi yönetebiliriz. O zaman, o farklılıklar bizim zenginliğimiz ve şifamız olmaya başlar. İlişkilerini iyi yönetebilen insanlar, bu hayatta mutluluğu yakalayabilir.

Bu hayatta aslında insanın en ihtiyacı olan konulardan biri önce kendini, sonra da çevresindekileri tanımaktır. Aslında biz kimiz? Hayatımızdaki önceliklerimiz neler? Hangi şartlar altında iletişim kurarız veya kendimizi geriye çekeriz? Yaratılıştan getirdiğimiz özellikler neler? İşte Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir programının insana katacağı avantajlardan biri de budur.

Kim Kimdir seminer programı ile...

·       Çatışmaları daha iyi yönetebiliriz

·       Daha olumlu iletişim kurabiliriz

·       İletişimde güçlük yaşadığımız yerlerde nedenleri deşifre edebiliriz

·       Kimi nasıl motive edebileceğimizi çözebiliriz

·       Başlayamadığımız ve bitiremediğimiz işlerde kendimizi motive edebiliriz

·       Sadece iş hayatımızda değil, özel hayatta da iletişim problemlerini çözebilir hale geliriz

·       İlişkileri yönettikçe, yaşam kalitemiz ve mutluluğumuz artar.

 

Bu programa, dününden daha mutlu ve başarılı olmak isteyen herkes katılabilir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…

Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu