1984’ TEN BERİ

 

 

Sonunda mesaisi bitmişti... Masadaki dağınık dosyaları, tek tek dolaba yerleştirdi. Siyah deri çantasının fermuarını çekip, kapıya doğru yürüdü. Kapıdan çıkar çıkmaz, sonbahar esintisi dalgalı saçlarını yüzüne doğru savurmuştu. Rüzgarla gelen mis gibi havayı içine çekip, “Ohh bee” dedi Serpil. Kaldırıma düşen kurumuş çınar yapraklarının hışırtılarını bayılıyordu. Yaprakların üzerine özellikle bastıra bastıra yürürken, yüzüne projesini bitirmiş olmanın huzuru yansımıştı.

 

Tam kapının önüne geldiğinde, sabahtan beri bir şey yemediğini fark etti. Günlerdir projeyi yetiştirmek için alışverişe de gidememişti. Dolabı tam takır kuru bakırdı. Böyle anlarda kendisini evinin yakınındaki Kuru Fasulyeci Mehmet Usta’nın mekanında buluverirdi. Anne mutfağı gibi mis kokan, sıcacık bir lokantaydı. Yine her yer tıklım tıklım doluydu. Tüm masalarda kırmızı beyaz ekoseli sofralar seriliydi. 10 dakika bekledikten sonra, boşalan ilk masaya hızla geçiverdi.

 

Serpil’i görünce yanına gelip, “Hoş geldin kızım. Nasılsın?” dedi Mehmet Amca.

“İyiyim Mehmet Amca.. Sen nasılsın?” derken, önüne dumanı tüten kiremitte fasulyesi de gelmişti. Daha ilk lokmada kendinden geçmişti.

 

“Hiç mi değişmez bunun tadı be Mehmet amca? Müşteriler sürekli kapında kuyruk. Bu lezzetin, bu başarının sırrı ne” diye merakla sordu Serpil.

 

“Gençlik yıllarımda yemek yapmaya merakım vardı. Özellikle kuru fasulye yaptığım zaman herkes parmaklarını yerdi. Ben de yavaş yavaş evde yapıp, satmaya başladım. Sonra çok şükür Allah bana bu dükkanı nasip etti.

 

Her zaman basiti önemsemek gerekir kızım. Gerçek lezzet onun süsünde, baharatında değil. Gerçek lezzet fasulyenin kendisinde. Önce fasulyenin en iyisini, en faydalısını aradım. Sonra gerisi geldi zaten.

 

Baksana etrafına. Son zamanlarda ne kadar çok lokanta açıldı… Çeşit çeşit soslar ve baharatlarla hazırlanmış yemekleri insanlara sunuyorlar. İnsanlar elindekinin kalitesine güvenmediği zaman onu süslemeye başlar. Aynı kendi vücutlarına yaptıkları gibi.

 

‘’Ne kadar haklı’’ diye düşündü Serpil. Etrafında ne gerçek erkek, ne de gerçek kadın kalmıştı. Beğenilecek bir kişiliği olmayınca, bu sefer vitrini süslemeye başlamıştı herkes. Erkekler güçsüzlüğünü spor salonunda vücudunu şişirerek örtmeye çalışıyordu. Kadınlarda da durum benzerdi. Davranışta ve konuşmada estetiği kaybettikçe; en güzel yerlerini ortaya çıkartacak kıyafetler, makyajlar, estetik operasyonlarla arayı kapatmaya çalışmıyorlar mıydı?

 

Mehmet Amca konuşmaya devam ediyordu o sırada.

 

‘’Kızım, göz boyayarak insanları bir süre kandırabilirsin. Ama uzun vadeli başarı istiyorsan; elindeki imkanlardan çok daha fazlasına ihtiyacın var. Daha geçen yıl, yan köşedeki esnaf çok havalı bir kafe açtı. Elde avuçta ne varsa dekorasyona yatırmış. Ama yediğin, içtiğin güzel olmayınca; müşteri bir kere geliyor, bir daha gelmiyor. Burası gibi daimi müşterileri olmayınca bir süre sonra masraflar ağır geldi ve kapatmak zorunda kaldı.

 

 

İnsanların çoğu çok acayip bir dekorasyon yapınca, müşteri kazanabileceğini düşünüyor. Ama en basit olanı önemsemiyor. Süslü veya farklı sunumlara lafım yok. Ama en önemli detayı küçümseyip, dekorasyon ve farklılığı ön plana alınca, bir süre sonra müşteri kaybetmeye başlıyorsun.

 

İyi ve başarılı esnaflar mekandan önce; yaptıkları işi çok iyi yapmaya çalışırlar. Zamanla vitrini de süsleyip, ufak farklılıklar katınca; iyice ön plana çıkmaya başlıyorsun. Ne köşe dükkanlar gördüm, hepsi iflas etti… Ama işini iyi yapan, merdiven altında da olsa müşteri gelip, onu buluyor. İşini iyi yapmaya odaklananların başarısız olma ihtimali çok zor, öyle değil mi?’’ diye Mehmet Amca sözlerini bitirirken, Serpil de son lokmasını yutmuştu. Onun için unutulmaz bir hayat dersi olmuştu. Bir tabak kuru fasulye parasına, hayatının belki de en önemli dersini almıştı.

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…

Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu

 

 

 

 

Yorumlar

  1. İyi olanın süse pek ihtiyacı yoktur 👏

    YanıtlaSil
  2. Harika bir yazı olmuş emeklerinize sağlık. ''Beğenilecek bir kişiliği olmayınca, bu sefer vitrini süslemeye başlamıştı herkes.'' Çok çok doğru tespitler

    YanıtlaSil
  3. Bu hayatta tüm seçimlerimiz öncelikle fayda ve güzelin birlikte olması sonrasında olursa farklılığı katmalı.

    YanıtlaSil
  4. Elinize emeğinize sağlık çok anlamlı bir yazı olmuş 🌸

    YanıtlaSil
  5. Mehmet amcamm
    Ne güzel ders verdin bizlere 🌸

    YanıtlaSil
  6. Çok güzel bir yazı elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Gerçek olan her ne ise elbet üstün geliyor. Bir iş yerinde maliyetleri düşürmektense kaliteyi arttırmak daha fazla kazandırıyor. Hayatımızda da böyle. Ne aldım ki karsidan ona ne vereyim değil. Daha fazla nasıl karşıdakinin ihtiyacını karşılarım dusuncesine odaklaninca hayat kalitemiz artıyor...

    YanıtlaSil
  8. Fayda , hayatta tutunacağımız en kıymetli ip. O olmazsa herşey kopup gidiyor.İstediğin kadar süsle , sende olanı yada oldurmaya çalıştığını. Fayda yoksa tükenecek…

    YanıtlaSil
  9. Yazıyı okurken kendimi kuru fasulyeci dükkanının içinde hissettim. Sürdürülebilir başarıyı tasvir eden keyifli yazı için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  10. Anda kazandığını zannetmek toplamda kaybettirir. Günümüzü özetleyen güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  11. Her insan neyi susledigine bir bakabilse keske...

    YanıtlaSil
  12. Ne güzel anlatılmış. Hakkatende öyle..

    YanıtlaSil
  13. Ne kadar güzellll😊 Ellerinize sağlık. İnsan bir an o masada oturmuş gibi oluyor. Ne kıymetli şey "basiti önemsemek". Ne büyük kayıp basiti küçümsemek...

    YanıtlaSil
  14. Basiti önemsemek… düşündüğümüzde hayatımızın bir çok noktasında eksikliğini görüyoruz aslında… anlamlı bir yazı olmuş.. emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  15. İnsanın etrafında ona gerçeği hatırlatan kişilerin olması ve düşünmesini sağlaması ne kıymetliymiş... :) Kaleminize sağlıkk

    YanıtlaSil
  16. Kalite gerçek olunca süreklilik arz eder. Süsle yapılan kalitesiz iş bir sonra kaybolur.

    YanıtlaSil
  17. Hem başarı hem de süsten uzak doğallık mükemmel bir ikili.

    YanıtlaSil
  18. İnsan süslü olana bir defa aldanır. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder