Evet, sonunda Elif’in dört gözle beklediği o gün gelip çatmıştı. Black Friday! Tüm dünyada çok sayıda insan tarafından heyecanla beklenen indirim günü… Günlerdir indirime girmesini beklediği ürünleri sonunda alabilecekti. Ancak bazen stoklar hızlıca bitebiliyordu. Bu gibi can sıkıcı durumların önüne geçmek için; Elif de hızlıca hazırlanıyordu. Alışveriş yapacağı bu özel gün için hazırlanışı daha bir başkaydı. Sanki özel bir davete gidiyordu. Fuşya pembe pantolon, siyah bluz ve stiletto giymiş, özel günlerde kullandığı küpeleri takmış, saçlarına şekil vermiş ve hafif makyaj yapmıştı.
Elif’in bu kadar özenmesiyle merakı iyice artan annesi;
“Kızım, kaç gündür dilinden düşmeyen bu Black Friday de neyin nesi?” diye sordu merakla…
“Anneciğim! Black Friday, mağazalarda özel indirim uygulanması demek. Mont ve ayakkabı ihtiyacım vardı zaten. Bu fırsatı kaçırmak istemedim…”
“Kızım, dolap senin ayakkabılarınla dolup taşıyor. Evde eşya koyacak yer kalmadı senin kıyafetlerinden. Yine gereksiz şeylerle mi dolduracaksın evi?”
“Onların modası çoktan geçti anneee….” Diyerek koca kahverengi gözlerini devirdi Elif.
“Elif'ciğim; para kazanırken canın çıkıyor. Emeğine bari acısan?”
“Haklısın; parayı kazanan benim. Kendi kararlarımı da verebilecek yaştayım. Lütfen nasıl değerlendireceğime karışma anne.” Dedi.
Sonradan “Annemi kırdım mı acaba?” diye üzülecek gibi olsa da; bu hissiyat “Aman canım… O da her şeye burnunu sokmamayı öğrenir.” Düşüncesiyle yıldız kayması gibi geçip, gitmişti.
İnsanların çoğu, günlük yaşamın içerisinde birer Elif’e dönüşebiliyor aslında… Özellikle de içinde bulunduğumuz dönemde, insanların en büyük problemi karşılarına çıkan bir sürü alternatif arasından en iyisini seçmeye çalışmaları… Halbuki seçim yapmadan önce insanın o konuda gerçekten ihtiyacının olması gerekir. “Karşıma çıkan bu fırsat, acaba gerçekten fırsat mı?” diye sorabilmesi gerekir.
İndirim dönemleri, kampanyalı satışlar insanların ilgisini çekiyor. Bu seçenekler cazip görünmekle birlikte, insanın yanlış satın alma kararları vermesine sebep olabiliyor. Bir süre sonra da evde kullanmadığımız, dolabın bir köşesinde duran ürünler yığılmış oluyor.
Elif, gösterişli vitrininden etkilendiği mağazaya girdi ve mağazanın içindeki koku onu çocukluğuna götürdü bir an. Bu özel alışveriş gününün coşkusuyla çalan müziğin ritminden de etkilenerek; ürünleri incelemeye başladı. Tam bu sırada satış temsilcisinin yanına yaklaştığını gördü.
“Merhaba, hoş geldiniz. Size nasıl yardımcı olabilirim?”
“Teşekkür ederim. Sadece bakıyorum” diye karşılık verdi.
Alışveriş yaparken rahatsız edilmekten hoşlanmazdı. Sonra askıda 1 aydır hayal ettiği deri montu gördü. O da ne? Ürün, %50 indirime girmiş! Deri montu denedi ve üzerine cuk oturunca heyecanla kasaya yöneldi. Kasa; Ramazan ayındaki iftar öncesi pide kuyruğundan farksızdı.
O sırada gözü, açık olan televizyondaki haberlere takıldı. Komşu ülkede savaş vardı ve muhabir yalınayak kaçan kadına, kendi ayakkabısını vermişti. Büyük, eski bir erkek ayakkabısı olmasına rağmen; kadın ne kadar da mutlu olmuştu. Mutluluktan gözlerinden yaş gelmişti. Evi yıkılmış, bir anda her şeyini kaybetmiş bir kadın; bir çift ayakkabı için mutluluktan ağlayabiliyordu...
Halbuki Elif beğendiği ayakkabıyı daha önce günlerce internetten araştırarak bulmuştu. İnsanı kararsız bırakan imkansızlıkları değil, imkanlarının fazla olması diye düşündü bir anda… Kendi dolabındaki ayakkabılarını düşündü... Elindeki ayakkabıya baktı…. Sabah annesinin söylediklerini hatırladı ve “Gerçekten bu ürüne ihtiyacım var mı?” diye geçirdi içinden…
Her gün geç saatlere kadar çalışmaktan canı çıkıyordu. Sürekli arkadaşlarıyla, ilerde rahat edebilmek için; şimdiden birikim yapmaları gerektiğini konuşuyorlardı. “Gelecekte bizi nelerin beklediğini bilemiyoruz. Aldığımız ve kullanmadığımız her giysi hem cebimize, hem de doğaya zarar veriyor.” Dedi iç sesi…
Bir de o kıyafetlere daha çok ihtiyaçlıları görünce; elindekilerden utandı bir anda… Aklına bir şey gelmişti… Hemen elindeki ürünü reyona geri bıraktı ve hiçbir şey almadan mağazadan ayrıldı.
“Hoş geldin kızım. Aaa! O boş koliler de ne? Sen kıyafet almaya gitmedin mi” sözleriyle annesi onu kapıda karşıladı.
“Evet annecim. Tam kasada beklerken senin söylediklerin aklıma geldi. Aslında yeni bir şey almaya gerek olmadığını fark ettim. Hatta ihtiyacımdan fazlası var burada. Birazını ihtiyacı olanlarla paylaşmak bana da iyi gelecek. Sabah beni uyardığın için teşekkür ederim.”
Annesi Elif’teki bu değişime hem hiç beklemediği için şaşırmış hem de gurur duymuştu. Elif annesinin yüzündeki o mutlu ve gururlu ifadeyi görünce; “Bundan sonra annemi daha sık dinlemek daha iyi olacak galiba…” diye düşündü.
Bir şeyi satın almadan önce “Bu benim gerçek ihtiyacım mı?” diye düşünebilmek; insana çok büyük bir konfor sağlar.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri,
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi.
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!"
Yahya Hamurcu
Alışveriş öncesi bu yazıyı okumak eminim çoğu kişiye iyi gelecektir. Bilinç açıcı bir yazı olmuş, emeklerinize sağlık ✌🏽
YanıtlaSilBir kıyafeti kaçırmamak için yapılan ön hazırlık ve orada yapılan hızlı ataklar… Keşke hayatımızdaki gerçek fırsatlar için yapabiliyor olsak.. Kaleminize sağlık, çok düşündürücü bir yazı 🌿
YanıtlaSilGeriye alamayacağımız zamanımızın çoğunu, ihtiyacımız olmayan şeyleri satın alabilmek için tüketmek… Bir ömür oyalanıp, durmak… Tam da şu dönemdeki durum…
YanıtlaSilSepetimi doldurmuş, ürünlerin indirime girmesini beklerken iyi ki okuduğum dediğim bir yazı oldu. İnsanın iyi ve kötü, fayda ve zararı görüp ona göre seçim yapabilmesi çok kıymetli.
YanıtlaSilElif gibi kararlar alabilmek dileğiyle 🥲
Güzel örnek.. Yüreğinize sağlık
YanıtlaSilÇağın sorunu haline gelen düşünmeden hareket ederek,sistem yada sizi başlarının bu gibi aldatmacı kampanya vs. ile harcamalarınızı arttırarak sanki bitmeyen bir ihtiyaç listeniz var gibi hep birşeyleri alma doyumsuzluğu ile hiç bir zaman yetinmeyi bilmeden mutlu olmadan yaşamak...yaşamak bu değil daha azını tüketmek doğayı kaynakları daha az tüketerek, nefes alacak bir dünya oluşturarak yaşanmalı..
YanıtlaSilHarika çok gerçek👍Rabbim bütün genclerimizi ve bizleri İsrafliktan korusun kanaatkar olabilmemizi nasib etsin 🤲💞
YanıtlaSilHarika çok gerçek👍Rabbim gençlerimizi ve bizleri İsrafliktan korusun kanaatkar olabilmemizi nasib etsin🤲💞
YanıtlaSil👏👏👏
YanıtlaSilİnsanlar isteklerini ve ihtiyaçlarının ayrıştırdığı zaman mutlu bir hayat yaşayabilir ancak. İsteklerimizin sonu yok ayrıştırmak için ''gerçekten ihtiyacım mı?'' diye sormaya ihtiyaç var.
YanıtlaSilVeren el alan elden üstündür. Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilEfsane diyerek üstünü örttüğümüz tüketim kültürümüz..
YanıtlaSilHarika bir yazı olmuş sade ve anlaşılır. Aslında olay ara ara "doğru yanlışı ayırt edebilmemiz için işaretler vardır önemli olan görebilmek" mevzusuna gitmiş....
YanıtlaSilHer gereksizlik bizden gerekli bir şeyi uzaklaştırmaya neden oluyorsa, imkanları doğru yerde kullanmanın tam sırası...
YanıtlaSilAlışveriş listesi ayarlayıp ve buna hazırlık yapmış biri olarak,listemi tekrar gözden geçirmem gerektiğini fark ettim.
YanıtlaSilYapmış olduğunuz farkındalık bana vesile oluşunuz da sizlere şifa olsun
Bir anlık nefsimize uyumazsan geriye dönüp neden demeyeceğiz ancak bir anlık nefis.An'da haz toplamda acı...
YanıtlaSilHer kes İhtiyacını ne olduğunu bilerek alsa,. Hiç israf olmazdı.🎊
YanıtlaSilTükettikçe tüketesi geliyor insan. İsteklerimizin bir sonu yok
YanıtlaSilNe güzel Elif uykusundan uyanabilmiş..
YanıtlaSilEllerinize sağlık,
YanıtlaSilÇoğunlugumuzun battığı bir tuzak bu.... keske elifin ki kadar kolay olsa o anda duygudan cıkabilmek.:( öyle mağazalarda çalan müzikler daha da al al al dercesine....tv olan yerlerde de moda kanalı açık:))) bazen elif kadar şanslı olamayabiliriz...ilim gerekli bir yol arkadaşı...
YanıtlaSil