BÜYÜTMEK Mİ YETİŞTİRMEK Mİ?


Beste’nin annesi her zamanki gibi erkenden kalkmış, mutfağa girmiş kahvaltı hazırlıyordu. “Ne olacak bu kızın hali, saat kaç olmuş hala uyuyor!” diye söyleniyordu. Beste 28 yaşındaydı ama hala evin küçük kızı gibi her şey önüne geliyordu.

“Bu kız bu halde nasıl evlenip, ev çekip, çevirecek; aklım almıyor” diye geçirdi annesi içinden.

Beste 11:00’e doğru uyandı. Suratı asık, mutsuz bir şekilde mutfağa geldi. “Günaydın” deme lütfunda dahi bulunmadan, sandalyesine oturdu. Her zamanki gibi annesi yine alttan alarak,

“Günaydın kızım, nasılsın, iyi uyudun mu? Bak sana en sevdiğin şeyleri hazırladım.”

Beste ise annesinin bu lafına gözlerini devirdi; cevap verme gereksiniminde bile bulunmadı. Ona göre her zamanki kahvaltılardan biriydi. Çünkü annesi Beste yesin diye, çocukluğundan beri o ne seviyorsa, onları hazırlıyordu.

Aslında bu sadece Beste’nin yaşadığı bir durum değildi. Tüm yeni nesiller bu şekilde yetiştiriliyordu. Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarındaydı. Buna rağmen yine de hallerinden şikayetçi ve mutsuzlardı. Sık sık ebeveynleriyle kavga edip, “Benim için naptınız ki” deyip, odasına kapanır, saatlerce bilgisayarda vakit geçirirlerdi. Devir değişmişti. Şimdiki gençler kaç yaşına gelirse gelsin, anne-baba önüne her şeyi hazır getirmekten vazgeçmiyor. Anneler, babalar çocuklarından biraz da korkuyorlar. Çocuklarının istediklerini yapmadıklarında ‘Ya evden giderse!’ ‘Ya bizi kötü bilirse!’ diye her istediklerini yapmaya çalışıyorlar. Ve bu yüzden sürekli çocuklarına taviz veren tarafta oldular.  

Eskiden böyle miydi? Annesi 18 yaşında evlenmiş, 19 yaşında Buse’yi doğurmuştu. Şimdi o yaştakilere çocuk deniliyor. Ama eskiden bir kız ya da bir erkek o yaşa gelene kadar evi idare etmiş, kardeşlerini büyütmüş, anne babasına bakmış, kendisi de okulunu belli bir yere kadar okumuş, hayatta zaten marifetler kazanmış ve olgunlaşmış oluyordu. Bu bir erkek çocuğuysa babasının yanında çalışmış, ticaret ve para kazanma konusunda marifetlenmiş oluyordu. Ama bugünkü gençler kaç yaşına gelirlerse gelsin, hala çamaşırını, yemeğini annesi hallediyor. Harçlığını babası cebine koyuyor. Üniversiteye başladığında altına arabası çekiliyor. Asıl çocuk onlar aslında. Böyle durumda nasıl bir aile düzeninden bahsedilebilir ki?

Bize emanet edilen gençleri büyütmeye odaklandık hep. Halbuki; doğdu mu kesin büyüyecek, daha büyümeyen hiç görülmedi. Ama yetişemeyen dolu… Çocukları yetiştiriyor olmak kıymetli. Bunun için de her istediğini vermek değil, onun kendi kendine bir şeyleri başarıyor olmasına izin vermek gerekiyor. “Ben çektim, o çekmesin” düşüncesiyle çocukların marifetlenmelerine engel oluk. 18 yaşında evlenen annelerimiz koca bir evi, eşi, aile büyüklerini idare ederken, şimdiki zamandaki genç kız bıçağı tutamaz, bir salatalığı soyamaz hale geldi. Odasına çekilip, akşama kadar uyuyan, hiçbir şeyin farkında olmadıkları gibi bir de şikayet eden, öfkeli, mutsuz, asiliği özgürlük sanan, amaçsız, hedefsiz, köksüz ağaç misali savrulan nesiller oluşmaya başladı.

Peki neden böyle oldu?...

Onlara hiç düşünme payı ve seçim hakkı bırakmadık. “Sen yapma ben yaparım, sen düşünme ben senin yerine düşünürüm, sen seçme ben senin yerine seçerim” diyerek iyilik yaptığımızı zannettik. Onlar yapmasın, biz yaparız diyerek biz kendimiz marifetlendikçe, karşımızdakini marifetsizleştirdik ve bunu da iyi bir şey zannettik.

Çocukların hayatları ebeveynleri tarafından aşırı kolaylaştırıldı. Ve her aşamada sorunlarını kendileri değil ebeveynleri tarafından çözülünce, hedef belirleyip; o hedefe giderken oluşacak problemleri çözme konusunda yetişemediler. Gündelik sorunlarının başkaları tarafından çözülmesine alıştırıldıkları için, yardım edilmediğinde öfke nöbetlerine girip, sinir krizleri geçirdiler.

Günümüzdeki gençler ihtiyaç duymadıkları konularda marifetlenip, asıl ihtiyaç duyacakları konuda cahil bırakıldılar. Halbuki mesele büyütmek değil yetiştirmekti…


Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…

Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, 

En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 

Aynadaki kişi...

Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yahya Hamurcu

Yorumlar

  1. Oysa tek amacımız onları mutlu etmekti :( Z kuşağı bugün mutsuzsa, ebeveynlerin nerede yanlış yaptık diye durup düşünmeli, burun kıvırdıkları büyüklerinin yetiştirme stillerindeki hikmeti anlamaya çalışmalı...

    YanıtlaSil
  2. Halbuki mesele büyütmek değil yetiştirmekti… ne güzel bir yazı Rabbim hem kendimizi hem de çevremizi yetiştirmeyi, geliştirmeyi nasip etsin. Kaleminize sağlık 🦋

    YanıtlaSil
  3. Farkındalık oluşturan bir yazı. "büyütmek mi, yetiştirmek mi..."

    YanıtlaSil
  4. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. İyilik yapıldığını zannederken, yapılanın iyilik olmadığını fark edebilmek ve iyi yetiştiren olabilmek dileğiyle. Kaleminize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  6. Muhtaçlığının olduğu bir yerde öğrenebilir ancak insan. Biz çocuklarımızı ''Ben yapamadım o yapsın'' diye yetiştiriyoruz. Bu nedenle hiç bir konuda muhtaçlık hissetmiyorlar ve mağrifetlenmiyorlar

    YanıtlaSil
  7. Kaleminize sağlık , ne gerçekçi bir bakış açısı . Keşke gençlerimizde bizim tarafımızdan bakabilse olaylara. Aslında günümüzde sadece gençlerin sorunu da değil. Hepimizin payına düşen bir sorun vardır muhakkak. Mühim olan bu bilince ulaşmak.

    YanıtlaSil
  8. Elinize yüreğinize sağlık günümüz kuşağını me güzel anlatmışsınız. Miktar arttıkça etki nasılda azalıyor ve marifet kalmamaya başlıyor artık. Bedel ödemeyen gençler mutsuz ve huzursuz hal alıyor.

    YanıtlaSil
  9. O kadar doğru ki ailelerde başlıyor iş artık çok geç denemeli ve çözüm için çabalamalılar, yeni anne baba olacaklarsa bu hatayı yapmamak için yetiştirmek ne demek öğrenmeli, bunu öğrenmek için çaba göstermeliler.

    YanıtlaSil
  10. bu kadar mı benzer olur hayat hikayeleri..

    YanıtlaSil
  11. Güncel bir problemi anlatan güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Gerçekten büyütüyoruz, yetiştirmiyoruz. Keşke şu bilgileri evvelce biliyor olsak, çocuklarımızı doğru yetiştirmiş olsaydık. Şimdi aldığımız bilgiler eşliğinde yeniden evlatlarımızı tanımaya çalışıyoruz .Eskiden yaptığımız şeyleri şu an bilerek uygulamaya çalışıyoruz Bu da gerçekten çok keyif verici.. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum, ayrıca çok güzel yazı içinde emeğinize sağlık. Başarılarınızın devamını diliyorum

    YanıtlaSil
  13. Güçlü ve marifetli nesiller yetiştirebilmek dileğiyle. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder